Site icon Dr Umut Yildiz

Uzay sınırı nerede başlar?

Bir uzay yolculuğu için ne kadar para verirdiniz? Eminim milyonlarca dolarlık bir fiyatı olduğunu düşünüyorsunuz. Aslında son yıllarda özel şirketlerin daha da geliştirdiği yeniden kullanılabilen roketler sayesinde uzaya gidiş maliyetleri azaldı ve bunun sonucu olarak milyonlarca dolarlık bilet fiyatları düşmeye başlayacak. Yine de bugün itibariyle bir fiyat vermeyelim çünkü hala yolun başındayız.

Bir uzay yolculuğu için ne kadar verirdiniz? Eminim milyonlarca dolarlık bir fiyatı olduğunu düşünüyorsunuz. Aslında son yıllarda özel şirketlerin daha da geliştirdiği yeniden kullanılabilen roketler sayesinde uzaya gidiş maliyetleri daha da azaldı ve bunun sonucu olarak da milyonlarca dolarlık bilet fiyatları da düşmeye başlayacak. Yine bugün itibariyle bir fiyat vermeyelim çünkü hala yolun başındayız.

Temmuz ayında uzay turizmi tarihine kilometre taşı olarak yazabileceğimiz iki önemli uzay yolculuğu gerçekleşti. Birisi 11 Temmuz’da Virgin Galactic’in diğeri de 20 Temmuz’da Blue Origin’in kendi CEO’larını uzaya taşıdıkları tarihi günleri yaşadık. Bu ay ise 15 Eylül’de (tarih/saat gün yaklaştıkça değişebilir) SpaceX’in uzay turizmi yolculuğunu göreceğiz.

Aslında heyecanlı uzay yarışını bugün devletler arasında değil de üçü de birbirinden zengin milyarderler arasında görüyoruz. Richard Branson’un Virgin Galactic’i, Jeff Bezos’un Blue Origin’i ve Elon Musk’ın SpaceX’i, üçü de hedeflerini uzaya dikmiş olsalar da üçünün de uzaya çıkış yöntemleri ve orada neler yapmak istedikleri birbirlerinden farklılıklar gösteriyor. Virgin Galactic yakın yörüngede uzay turları planlarken, Blue Origin yörüngede bir otel, SpaceX ise nihai amaç olarak Mars’taki ilk koloniyi taşımak istiyor. İşin güzel tarafı, bu üç şirket de birbirlerine çok yakın tarihlerde rutin uzay turizmini başlatan yolculuklara imza attılar. Virgin Galactic’in VSS Unity aracı ve Blue Origin’in New Shepard roketi uzay sınırına kadar ulaştı, sonrasında orada birkaç dakika süzüldükten sonra geri döndüler. Uzay sınırının ne olduğuna geçmeden önce bu araçların farkını tanıtmak yerinde olur.

Virgin Galactic’in aracı uçak ve roket olmak üzere iki parçadan oluşuyor. Uçak tarafı VMS Eve, 45 dakika içinde 13.7 km’ye yükseldikten sonra roket tarafı olan VSS Unity ateşleniyor ve sadece 2 dakika içinde 80 km’ye ulaşıyor. Sonrası biraz daha yukarı tırmanma ve yavaş yavaş serbest düşüş ile iniş yapmak. İnene kadar bütün macera toplam 15 dakika sürdü.

Blue Origin’in New Shepard’ı ise 4 dakikada 100 km sınırına ulaştı, sonrasında 40 saniye daha tırmanmaya devam ederek 107 km’ye kadar ulaştı. Serbest düşüş ile beraber toplam 1 dakika 13 saniye boyunca 100 km sınırının üstünde kaldı. Bundan sonra kapsülün hızla aşağı düşmesi ve son 1,5 km kala paraşütün açılmasıyla beraber toplam 10,5 dakikalık bir yolculuk yapmış oldular.

SpaceX’in 15 Eylül’de gerçekleşecek Inspıration4 görevi ise bahsettiğim diğer iki uzay sınırı yolculuklarından farklı olarak en az 590 km yukarı çıkarak Dünya yörüngesine girecek ve burada 3 gün boyunca dolanacaklar. Diğer ikisi kısa sürede yarattığı heyecan bakımından bana göre biraz lunapark atraksiyonu gibi geliyor. Sonuçta uzaya çıkıyorsun, birkaç dakika süren var. Orada ne yapacaksın, ağırlıksızlığı hissetmek için takla mı atacaksın, yoksa pencereden Dünya’ya doğru bakıp romantizm mi yaşamayı düşünüyorsun. Sadece birkaç dakika için insan heyecandan panik olur. Ama uzun kalınca hiç değilse bir müddet uzayda yaşamanın tadına varabilirsin.

Uzay sınırı nedir?

Yukarıda “uzay sınırı” derken iki farklı sayı verdik. Virgin Galactic, 80 km’yi uzay sınırı olarak kabul ederken, Blue Origin 100 km’yi uzay sınırı kabul ediyor. Neden böyle bir fark var diyebilirsiniz. Aslında soru uzay çağının ilk başlarına kadar gidiyor. Yüzeyden yukarıya doğru yükseldikçe işte şimdi şu oldu deyip bundan sonrası uzaydır diyebileceğimiz görsel bir sınır yok. Yani Dünya atmosferi deniz seviyesinde gayet kalın iken yukarı çıktıkça incelir ama uzun bir mesafe gidildiğinde de atmosfer yine de bitmez. Örneğin 450 km yükseklikte Uluslararası Uzay İstasyonunun bulunduğu yükseklik bile atmosferin Termosfer tabakasıdır, aşırı az da olsa parçacıklar bulunur ve o nedenle böyle yakın yörüngedeki uydular belli sürelerde küçük roketçiklerini ateşleyerek yörünge düzeltmesi yapmaları gerekir. O nedenle uzay sınırı için genel olarak hayali bir sınırdan bahsedebiliriz. Siz de mantıklı bir tanım bulsanız ve kabul ettirebilecek gücünüz olsa siz de uzay tanımı yapabilirsiniz.

Dünya’nın neredeyse tamamı, merkezi Lozan’da bulunan “Dünya Hava Sporları Federasyonu” (FAI)’nin kabul ettiği Von Karman sınırını, yani deniz seviyesinden 100 km yukarısını uzay tanımı olarak kullanır. FAI ne alaka diyebilirsiniz, ama burası uçak, havacılık ve uzay rekorlarının da kataloglarını tuttuğu için uzun zamandır sorumlu kurum gibi görünüyor. Ancak Von Karman’ın 1956’da (daha henüz uzaya bile çıkılmamışken) yazdığı teorik makalenin sonuçlarına göre yaklaşık olarak 83,6 km’ye çıkıldığında hava molekülleri o kadar az olur ki, artık havada süzülme yerine atalet momenti hâkim olduğundan bahseder ve buradan sonra uçakların hava ile gökyüzünde tutunamayacağını söyler. Aslında Von Karman’ın o zamanki amacı uzay sınırını bulmak değil, bir uçağın teorik olarak ne kadar yükseğe kadar tırmanabileceğini bulmak. 1960 yılında da rekorların kaydını tutan FAI, bilimsel hesap sonucunu almak yerine yuvarlak bir sayı olan 100 km’yi alıyor ve o gün bugündür uluslararası uzay sınırı haline geliyor.

Tabii Amerikan Hava Kuvvetleri, sonuçta o sıralar gerçekten uzaya çıkma amacı taşıyan bir kurum olarak yuvarlak sayıyı almak yerine 80 km’yi uzay sınırı olarak belirliyor ve bu yüksekliği aşan bütün personeline astronot nişanı takıyor. 2004 yılında ABD’nin havacılıktan sorumlu üst kurulu FAA de “Ticari Astronot Kanatları” programını tanımlarken uzay sınırını 80 km olarak alıyor ve bu limitin üstüne çıkan sivillere FAA tarafından nişan veriliyor. İlk başlarda 100 km sınırını kullanan NASA da 2005 yılında aldığı karar ile sivil ve askeri arasındaki fark kalksın diye 80 km’yi benimsiyor.

Neticede iki şirket de kabul ettiği tanıma göre uzaya çıkmış oldu. İki şirket de ABD şirketi ve ABD’nin kabul ettiği kuralları kullanabilirler. Ama bence Virgin Galactic 100 km’ye ulaşabilseydi, o da aynı sınırı kullanırdı. Peki biz hangi sınırı kullanacağız? Daha uzaya bile çıkılmamışken yapılan teorik hesaplamanın konuyla neredeyse hiç alakası olmayan bir kurumun yuvarlatarak aldığı sayıyı mı, yoksa bu kadar zamandır uzaya giden araçlarımızdan aldığımız verilerle bir yükseklik belirleyebilir miyiz?

Harvard Üniversitesinden Dr Jonathan McDowell gelmiş geçmiş bütün uyduların yörüngelerini analiz ederek 50’ye yakın uydunun 85 km yükseklikte bile Dünya’nın çevresinde en az 10 tur atabildiğini buldu. Ama uydunun yüksekliği 80 km’nin altına düşünce daha fazla tutunamıyor ve direkt aşağı düşüyor. O nedenle McDowell gözlemlere dayanan bir tanım koyacaksak 80 km’yi uzay tanımı olarak kabul edebileceğimizi öneriyor. Bence de bunun en azından daha bilimsel bir tanım olabileceğini söyleyebilirim.

Öte yandan bu araçlarla uzaya giden insanlara ne diyeceğiz? Kendilerine hemen astronot diye titr koyuyorlar ama gerçekte böyle mi? Astronot, Dünya atmosferinin ötesine giden veya gitmek üzere eğitim alan kişiye deniyor. Şimdi bu insanlar sadece birkaç dakika da olsa uzaya çıktıklarında astronot unvanı alacaklar mı? FAA, 20 Temmuz günü, Jeff Bezos uzaydan geldikten hemen sonra hevesleri kursaklarda bırakacak bir karar alarak astronot tanımını güncelledi. Bundan sonra uzaya gittikten sonra orada insanlığın bu uzay yolculuğundan belli faydalar sağlayacağı aktiviteler yapması şartı koşuldu. Böylece birkaç dakika için uzaya çıkanların astronot olarak nişan almalarının yolu kapanmış oldu. Sonuçta sivil uzay turizmi yolculukları yeni yeni rutine bağlanıyor, bundan sonra zaman içinde yeni yeni tanımlar ve düzenlemeleri göreceğiz.

Bu yazı Popular Science Turkiye Dergisi için yazılmıştır, dergi sayfalarını indirmek için pdf’i tıklayınız.

Exit mobile version