Site icon Dr Umut Yildiz

WALLY FUNK: Bir ömür uzaya çıkmayı bekledim

20 Temmuz’da dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Amazon’un sahibi Jeff Bezos, kendisine ait Blue Origin uzay şirketinin New Shepard roketi ile ilk insanlı uzay yolculuğunu gerçekleştirerek rutin uzay turizminin kapısını açtı.

Tabii bütün krediyi sadece Jeff Bezos ve Blue Origin’e veremeyiz. Ondan dokuz gün önce de 11 Temmuz’da diğer milyarder Richard Branson, kendisine ait Virgin Galactic şirketinin VSS Unity aracıyla uzaya çıkmıştı. Bu iki milyarderi taşıyan uzay yolculukları büyük bir olay olarak tarih sahnesindeki yerlerini aldı. Blue Origin’in uzay yolculuğunda Jeff Bezos, kardeşi Mark Bezos, bilet ücreti ödeyip giden en genç uzay yolcusu on sekiz yasındaki Oliver Damien ve en yaşlı uzay yolcusu da seksen iki yaşındaki Wally Funk idi.

Aslında bu konu çok ilginç olsa da tam tarih sahnesinden neredeyse silinecek iken Phoenix’in küllerinden yeniden doğması gibi, tarih sahnesine geri dönen büyük havacı Wally Funk’dan bahsedeceğim. Tabii bunun için bayağı gerilere, yani uzay çağının ilk başladığı yıllar olan 60’lı yıllara geri dönmemiz gerekiyor. 1939 yılında doğan Funk, havacılığa o kadar meraklı ki daha yirmi yaşında profesyonel pilot olup ders vermeye başlıyor. Ekim 1957’de Sovyetler Birliği uzaya Sputnik adlı ilk uydusunu çıkardıktan sonra ABD’de travma yaşanıyor ve “En azından ilk insanı biz çıkartalım,” diyorlar. Ama kısa süren yarışı, 12 Nisan 1961’de Yuri Gagarin’in uzaya çıkması ile yine Sovyetler Birliği kazanıyor.

Her ne kadar pilotlardan seçilen bir grup, astronot olmak için yetiştirilse de uzaya taşıyacak roket daha tamamlanmadığı için ABD yetişemiyor, ta ki 5 Mayıs 1961’de Alan Shepard uzaya gidene kadar. Genelde tarih kitapları hep astronot seçilen bu ABD’li beyaz erkekleri bilir ama bir de uzun yıllarca unutulan kadın adaylar vardır.

İşte Wally Funk ismi burada karşımıza çıkıyor. 1959’da ilk erkek adaylar seçilip NASA’nın uçuş cerrahı Dr William Lovelace’in icat ettiği testler ile seçimler başlayınca, Dr Lovelace bu testlere kadınların da nasıl reaksiyon göstereceğini merak etmiş ve o sıralar bilinen bir pilot olan Jerry Cobb’u testlere davet etmiş. Cobb, üç aşamalı testlerin hepsini geçince daha fazla kadın, aday olmak üzere başvuruyor. Dr Lovelace, Cobb ile beraber diğer adayların seçimini yapıyorlar. Her ne kadar erkeklere yapılan testler NASA tarafından resmi olarak karşılansa da, kadınlara yapılan testleri devlet karşılamıyor ve başka bir zengin kadın pilot tarafından fonlanıyor.

Jerry Cobb’u, Life dergisinin kapağında gören Wally Funk hemen Dr Lovelace ile iletişime geçiyor ve testlere katılmak istediğini söylüyor. Tabii ya mühendislik diploması ya da en az 1.000 saatlik uçuş deneyimi olması gerekiyor. Ama o sırada normalde minimum 23 yaşındakileri aldıklarından, Dr Lovelace 21 yaşındaki Funk’un seçilmesi için başka izinler için çalışıyor ve hemen iki gün sonra Funk’u arayıp testler için seçildiğini söylüyor. Funk, o sırada çok genç olduğundan, “Neyi kabul ettiğimi bilmeden olaya atladım,” diyor.

NASA’nın Sözlü Tarih programına verdiği röportajda, “O testlerin ne olduğunu bilseydim birkaç kez daha düşünürdüm,” diyor. Çünkü testler aşırı zorlu. Örneğin kulağından -10 santigrat derece su veriliyor ve sen gözlerinle, önünde hızla dönen bir cismi sürekli takip ediyorsun. Ya da 2 metreden daha aşağıda su altında karanlıkta, bütün duyuların yok edilip saatlerce yalnız bırakılıp psikolojin test ediliyor. Wally Funk o tankta 10 saat 35 dakika kalarak rekor kırmış! Bunlar gibi onlarca zorlu testler yapılıyor. Hatta kadınlara özel, erkeklere yapılmayan daha farklı testler de yapmışlar. Hatta, “Uzaya gitmeye o kadar kararlıydım ki, kemiklerimi tek tek çıkartıp ayrı ayrı röntgenini çekmek isteseler ona bile tamamdım,” diyor.

Hava kuvvetlerinden seçilen 159 erkekten sadece 7’si bütün testleri geçerken, testlere giren 25 kadından ise 13’ü başarılı oluyor. O nedenle bugün bu gruplara 1958-1963 arası uzaya ilk gönderilecek insan projesi olan Mercury Projesi’nden dolayı, Mercury 7 (erkekler grubu) ve Mercury 13 (kadınlar grubu) deniyor. Her ne kadar erkeklerin testleri bütün grup halinde beraberce yapılsa da kadınların testleri ikişer kişilik küçük gruplar halinde yapılmış. Funk ile beraber giren diğer kadın ise daha birinci günde elenmiş. Bunlardan öte, işin ilginç tarafı, bu kadınlar tarihte öyle bir unutulmuşlar ki, gruptaki kadınlar hiç birbirlerini görmemişler ve birbirlerinden haberleri bile olmamış. Ta ki 1994 yılına kadar. Mercury 13 ismi bile o günlerde değil de 1995’te verilmiş. O günlerde bu kadınlara FLATs (First Lady Astronaut Trainees) deniyormuş.

Bugün uzaya gideceklere bu testlerin yüzdesi bile yapılmıyor ama o sırada mükemmel fiziksel şartlara sahip kişiler seçiliyordu, çünkü o zamanlar uzaya ilk gidecek insanlar olacakları için tamamen bilinmeyen bir alanda nasıl sağlık testleri alacakları bile zamanla öğrenilen bir durumdu. İnsanlardan önce maymun, köpek gibi başka canlılar gönderilmişti ve onlardan öğrenilen bilgilerle insanların karşılaşacakları ortam tahmin ediliyordu. Nitekim tam üçüncü faz testleri için Florida’daki Deniz Kuvvetleri üssüne gidecekken herkese bir mektup geliyor ve zaten resmi olarak yürümeyen kadın programın tamamen iptal edildiğini öğreniyorlar. Kadınlara yapılan testlerin sonuçları ise hiçbir zaman bilimsel makale olarak dergilerde yayımlanmıyor ve kadınların isimleri gibi öylece unutuluyor.

Kadınlara yapılan bu ayrımcılık tabii hemen bitmiyor. İlk ABD’li kadın astronot Sally Ride bu testlerden tam 22 yıl sonra yani ancak 1983’de uzaya gidiyor. Bu kapı açıldıktan sonra elbette bugün uzaya giden ve Uluslararası Uzay İstasyonu’nda deneyler yapan birçok kadın var. Wally Funk, kadınlar astronot olmak için seçilmeye başladıktan sonra yine başvurmuş ama bu sefer de yaşı kriterlerin üstünde olduğu için seçilmemiş.

Hayatı havacılığa yaptığı büyük katkılarla geçmiş bir insan. Funk, hayatının sonraki döneminde havacılık kazaları araştırma komisyonu başkanı olmak gibi birçok görevler yaparak toplamda 19.500 saatlik uçuş deneyimi ile 3.000 öğrenci yetiştirmiş. Bunun yanında yine de bir gün uzaya çıkabilmek ümidiyle o zamanlar yapamadığı testleri bağımsız olarak zaman içerisinde almaya devam etmiş. Ama hep ret, hep ret.

Jeff Bezos, 82 yaşındayken ona uzaya gitme teklifini yapınca nasıl havalara uçtuğunu haber videolarından görebilirsiniz. Sonunda Bezos ile beraber 20 Temmuz’da uzaya gittiler. Aslında Blue Origin takımında gerçek astronotluk eğitimi alan tek kişi olarak uzun yıllardır beklediği hayaline kavuştu. “Bunun için bir ömür bekledim. Hepimiz için gidiyorum,” dedi.

Bu yazı Masa Dergisi için yazılmıştır, dergi sayfalarını indirmek için pdf’i tıklayınız.
Exit mobile version