Cassini’nin Satürn Halkalarına Derin Dalışı

Print Friendly, PDF & Email

Cassini Uzay Aracının, Satürn sistemindeki 13 yıllık başarılı görevinin ardından 22 Nisan 2017 günü büyük sonunun başlangıcı için ilk manevra yapıldı. Her uzay misyonunun başlangıcı ve görev sürecinde neler yapacağının hesaplanmasının yanında, yakıtı bittikten sonra görevin nasıl sonlanacağı da önceden planlanır.

Cassini’nin görev sonunda Satürn’e çarptırılıp atmosferde yüksek hızdan dolayı yanması sağlanarak bitirileceği neredeyse 7 sene öncesinden beri tartışılıp planlanmıştı. Bu sonun planlanmasındaki en büyük etki, Enceladus ve Titan uydularından gelen gözlemler sonucu oralarda olası bir yaşam ihtimali belirlemiş oldu. NASA’nın Gezegen Koruma Ofisi, uzun yıllardır Cassini uzay aracıyla beraber seyahat eden bazı mikroorganizmaların olabileceği düşüncesiyle, Cassini’nin görevi bittikten sonra bu uydulara çarpıp bu mikroorganizmaları oralara taşımasından endişe ettiğinden dolayı, uzay aracının Satürn’e çarptırılmasına karar vermiş oldu. Benzer şekilde 2003 yılında Galileo uzay aracı da yaşam olma ihtimali bulunan Europa uydusunu korumak amacıyla Jüpiter’in atmosferine çarptırılarak bu tehlike ortadan kaldırılmıştı.

Büyük sonun başlangıcı için 22 Nisan’da Satürn’ün en büyük uydusu olan Titan’a son bir yakın geçiş gerçekleştirildi. Titan uydusu, yeni manevralara yeni planlar yapmak için o kadar önemli ki, büyüklüğünden dolayı uyduya her yakın geçişte uzay aracı büyük bir ivme kazanabiliyor ve dolayısıyla Cassini’yi istediğimiz bölgeye gönderme olanağımız daha da artıyor. Dolayısıyla Cassini, bu geçişin çekiminden yararlanarak, Satürn’ün üst atmosferi ile Satürn’e en yakın halkaları arasından geçişe de böylelikle olanak sağlamış oldu.

Cassini 13 yıllık görev süresi boyunca birçok manevra yaparak yüzlerce keşfe imza atmış olsa da bu kadar süre içerisinde hiçbir zaman halkaların içinden geçmek gibi bir riske girmedi. Çünkü halkayı oluşturan materyaller, küçücük su parçacıklarından kocaman kaya büyüklüğünde parçalara kadar değişim gösterebiliyor. Doğal olarak da hiç kimse misyon sonu gelmeden bu riske girip halkaları inceletmeye cesaret edemedi. Şu anda yakıtın neredeyse bitmesi nedeniyle artık son görev yüklendiğinden riskli bölgelere girmekten çekinilmiyor. Ancak bu dalışlarla bile bu riski %1,2 ile %3 arasında düşünebilirsiniz. Son manevrayı yaptıktan sonra Cassini sadece gezegenin çekim alanı ile hareket ediyor ve artık yapay manevra yapmayacak. Bu demek oluyor ki, her ne olursa olsun, yani bu dalışlarda uzay aracı hasar görse ve çalışmasa dahi, Cassini’nin kaderi 15 Eylül’de Satürn’e çarpmak üzere artık kilitlenmiş durumda.

Toplamda 22 kez yapılacak olan halkalara dalış işlemi ilk olarak 26 Nisan’da başladı. Her ne kadar özellikle Satürn atmosferine yakın olan halkalarda çok küçük su partikülleri beklense de Cassini’nin 4 metre çapındaki iletişim anteninin çanağı önde olarak dalış gerçekleştirildi ve bir kalkan görevi gördü. Böylece dalış sırasında Dünya ile iletişim kesilmiş oldu ve ancak saatler sonra çanak yeniden Dünya’ya çevrildiğinde ilk veriler gelmeye başladı. Satürn bize yaklaşık 1,62 milyar km uzaklıkta olduğundan iletişim yaklaşık 90 dakika gecikme ile yapılıyor. Dalış esnasından çekilen ilk fotoğraflar hemen NASA’nın Derin Uzay Ağı (DSN) iletişim çanakları tarafından alındı. Satürn’ün atmosferine ilişkin basına verilen ilk fotoğraflarda Satürn’ün kuzey kutbundaki 2000 km genişliğindeki büyük girdabın resmi gönderildi. Öte yandan Satürn atmosferindeki beyaz renkli birçok bulutun da varlığı görüntülendi.

İlk verilerden alınan sonuçlar halkalardaki toz miktarının beklenenden çok daha düşük olduğunu gösterdi. Aslında bu yazının yazıldığı sırada 4 dalış başarılı bir şekilde gerçekleşmişti ve korku verici senaryo olan Cassini’nin halkalarda bulunan büyük bir parçaya çarpması düşüncesi de artık neredeyse yok oldu. Çünkü Cassini’nin Radyo ve Plazma Dalgaları Bilimi (RPWS) detektörü dalış sırasında çalışan iki enstrümandan birisiydi. RPWS, Satürn’ün halkalarının dışında gezerken yüzlerce halka parçacığına rastlamış olsa da 26 Nisan’daki Satürn’e yakın halkaların arasından geçişinde sadece birkaç tane parçacığa rastladı. Bunların da boyutu duman kalınlığında (1 mikron civarı). Dolayısıyla inanılmaz bir düşük bir parça yoğunluğu ile karşı karşıyayız diyebiliriz.

Şimdilik bu dalışlardan elde edilen sonuçlar, Satürn’ün en belirgin ve en güzel yapısı olan halkaları hakkında hala öğrenmemiz gereken çok şeylerin olduğunu gösteriyor ve biz de kalan dalışların başarılı bir şekilde yapılmasını ve Cassini’nin son günlerinde bize daha çok yeni bilgi göndermesini ümit ediyoruz.

Bu yazı Popular Science Turkiye Dergisi için yazılmıştır, dergi sayfalarını indirmek için pdf’i tıklayınız.

Yıldız Günlükleri (Popular Science Turkiye – Haziran 2017)