Çin’in hızlı yükselişi ve Starship

Print Friendly, PDF & Email

2021 yılının roket fırlatma istatistiklerine bakarken ilginç bir şey dikkatimi çekti. Bu yazı biraz günümüzü kurcalayan bir analiz yazısı olacak, o nedenle ileriki bir zamanda bu yazıyı okursanız durumlar farklı gerçekleşmiş de olabilir.

2021 yılının tümüne baktığımızda toplam 144 fırlatma gerçekleşti, bunların da 8’i insanlı misyonlar olmak üzere 133’ü başarıyla uzaya gönderildi.

Bu fırlatmaların 51 tanesini ABD gerçekleştirirken, Çin’den ise 53’ü başarılı olmak üzere 56 fırlatma gerçekleşti. Bunun da 48’ini CASC yapmış. Çin Uzay Programı iki büyük devlet kurumu tarafından yürütülüyor. Birisi, planlamaları yapan Çin Ulusal Uzay Ajansı (CNSA), diğeri ise planları uygulayan Çin Uzay Bilim ve Teknoloji Şirketi (CASC).

Görünen o ki Çin, 2021 yılında ne yaptı etti sonunda ABD’yi fırlatma sayıları bakımından geçti. Ortada inanılmaz bir yarış durumu var. Daha dün Uluslararası Uzay İstasyonuna kabul edilmeyen, onları ne kadar yalnız bırakırsak o kadar yapamazlar diye düşündükleri Çin, kötü komşu ev sahibi yaptırır misali uzayın “sahibi” (tırnak içinde yazdım, yanlış anlamayın) olmak için çok hızlı adımlarla ilerliyor.

ABD’deki fırlatmaların ise 31 tanesini başarılı şekilde yapan ise tek başına SpaceX! SpaceX’in Falcon 9 roketlerinin birinci kademesi geri dönebildiğinden dolayı yeniden kullanılıyor olsa da ikinci kademesi uzaya çıkınca daha uzağa gittiğinden ve çok yüksek hızından dolayı geri getirilemiyor. Dolayısıyla her yeni fırlatma için sıfırdan ikinci kademe üretiyorlar. 2017 yılı civarlarında ikinci kademeyi geri getirme düşünceleri olsa da bir zaman sonra Elon Musk, ikinci kademeyi geri getirmek ile uğraşmayı bırakmış, “sıfırdan yaparız daha iyi” demişti (nasılsa parasını müşteri veriyor tabii). Geçen sene toplam 31 fırlatma gerçekleştirdikleri için buradan kabaca yaklaşık her 2 haftada ancak bir tane ikinci kademe ürettikleri yani bir roketi fırlatmaya hazır hale getirdikleri sonucunu çıkartabiliriz. Bu sonucu elde tutalım.

Şimdi Çin’e geri dönelim. Çin’in roketlerinin uluslararası genel adı Long March (LM serisi), ya da Çin’deki isimleri ise Chang Zheng (CZ serisi). Yani bu iki isim ve kısaltma aslında aynı roket ailesi için kullanılıyor. İlk üretilen Long March 1, 1970 ve 1971 yılında uzaya iki defa çıkarak Çin’in uydularını göndermişti. Ama ondan sonra son yıllara kadar kayda değer bir gelişme göstermemişti.

Ancak özellikle son yıllarda Long March serisi o kadar gelişti ki, şu anda birçok farklı koldan hem Çin’in kendi uydularını uzaya gönderme ihtiyacını karşılıyorlar hem de yeni nesil roket haline gelmesi üzerine çalışıyorlar. 2021’de Long March serisi LM 2’den LM 7’ye kadar kullandılar. Bunun sebebi olarak taşıdıkları yükün ağırlığı, uydunun veya uyduların konulduğu burun çapı vb. sebeplerle farklı versiyonlar kullanıldı. Bu arada LM 1 hariç diğer hepsi günümüzde kullanılıyor, yani LM 7’nin olduğu bir zamanda LM 2 emekli edilmiş değil. Benim daha çok param var, biz LM 2’ye düşmedik, LM 7’yi kullanayım diye bir olay yok, her birinin işlevi farklı.

Şimdi işin can alıcı kısmına gelelim. Geçen yıl Long March serisinden uzaya giden roketlerin hiçbiri geri dönüşümlü değil. Kısaca Çin, ülke olarak her hafta bir roketi sıfırdan yapabilme kapasitesine ulaşmış! Bunun yanında, hadi “roketler birbirine benziyor, otomatiğe bağlamışlar, yaparlar” dersiniz, ama uzaya gönderilen birbirinden farklı yükler de hazır oluyor ve fırlatılıyor. Kısaca çok kısa bir sürede bu seviyeye gelen bir uzay ajansı karşısında şaşkınlığımı umarım yeterince ifade edebilmişimdir. Neredeyse sıfırdan, haftada bir rokete!

Öte yandan Çin, bu verimsiz Long March sürümlerini uzun süre kullanmayı düşünmüyor. Falcon 9 gibi geri dönüşümlü olmasını istediği roketi Long March 8 üzerinde de çalışmalar devam ediyor. LM 8, ilk testini 2020’de yapıp uzaya bir uydu göndermişti. Bu roketin daha ilginç yanı dikey kalkış, dikey iniş adı verilen VTVL (Vertical Takeoff, Vertical Landing) teknolojisi ile boosterları ile beraber iniş yapacak olması. Planlarına göre bunu da 2025’de tamamlamayı düşünüyorlar. Bundan öte, Eylül 2020’de Long March 4B’nin birinci katının yere iniş testini neredeyse yerleşim yerinin tepesine büyük bir patlama yaparak inmesiyle izlemiştik (bu tür sorumsuzlukları birçok sefer görebiliyor olmamız da ayrı tabii). Belki 2025’den önce diğer modellerin birinci katının başarılı bir şekilde aşağı indiğini görebiliriz. Hatta bir başka dedikoduya göre, daha da ötesi hem birinci hem de ikinci kademeyi geri getirmeyi planlıyorlar. Eğer bunu başarabilirlerse bu halde bile ABD’yi geçmiş durumdalar.

Starship cephesinde neler oluyor?

Onun için şu anda SpaceX, harıl harıl Starship’i bitirme üzerine çalışıyor. Starship, SpaceX’in 100 ton ya da 100 kişi taşıyabileceği bir sonraki süper roketi. Hatta öyle ki, Falcon 9’daki çoğu mühendis Starship’e geçmiş. Hatta aldığım bir duyum da eğer Dragon kapsülü ile insan taşınmasa Falcon 9’u tamamen teknisyenlere verip mühendisleri Starship’e gönderme durumundalar.

Neredeyse 1 sene önceye kadar birçok Starship testi izlemiştik. Testlerde SN15 hariç hepsi ya yere geri dönerken ya da indikten sonra patlayarak görsel şovlar gerçekleştirmişlerdi. Ama durumlar eskisi gibi değil, işler çok daha ciddiye biniyor. Geçen yıl SN15 testi gerçekleşmeden kısa bir süre önce NASA’nın Artemis programı kapsamında Ay’dan geri dönüş modülü için ihaleyi Starship almıştı. Her ne kadar kaybetmeyi içine sindiremeyen Jeff Bezos, SpaceX’i mahkemeye vererek süreci ile aylarca tökezletse de SpaceX bu ihale ile 2,9 milyar dolar kazandı ve 2024’e kadar içinde insan olmayan insan modülünü Ay yüzeyine en az 1 kez indirmesi gerekiyor.

Starship, Raptor roket motorunda “methalox” (cryogenic sıvı metan ve sıvı oksijen) isminde bir yakıt kullanıyor. Bu yakıtın özelliği, roket fırlatılmak için doldurulduktan yaklaşık 1,5 saat içinde hemen fırlatılması gerekiyor, yoksa metan tekrar gaz haline dönüşerek bir nevi bozuluyor. Elon Musk Starship’i tanıtırken Mars’a gidecek diye duyurmuştu. Plan aslında çok olasıydı. Mars atmosferinde bulunan %96 karbondioksit (CO2) ile yeraltında bulunan suyu (H2O), Sabatier reaksiyonu ismi verilen bir işlem ile metana dönüştürüp bunu yakıt olarak kullanmaktı. İyi güzel hoş da Ay’a indiğinde metanı nereden bulacak? En başından beri SpaceX’in Ay görevi ihalesine girmesinin gereksiz olduğunu düşünüyordum. Starship dizaynını Mars için tamamlamak varken bence boşuna rotayı Ay’a çevirerek esas hedefe ulaşacak zamanı uzattı.

Öte yandan Starlink uyduları da toplu fırlatma için Starship’i bekliyor. Starlink, 42000 tane uydu için lisans izni almıştı. Bunun 2000’e yakını bu zamana kadar Falcon 9 ile fırlatıldı. Ama Falcon 9 ile, kalan 40 bin uyduyu fırlatmak hem aşırı uzun sürer hem de maliyetli. Her Falcon 9 ile 50-60 tane Starlink fırlatılsa hepsini fırlatmak bu hızda en az 25-30 yıl sürüyor ki, zaten standart bir Starlink’in ömrü 5 yıl. Kısaca bu projenin de devamı için Starship’in acilen bitirilmesi gerekiyor.

İşin kötü tarafı, Elon Musk teknik sorunların ötesinde bürokratik sorunlarla da baş etmeye çalışıyor. Amerikan Federal Havacılık Kurumu (FAA) geçen yıl, Starship’lerin fırlatılacağı devasa kulenin çevre etki raporuna göre yıkılmasını önermişti. FAA, aylardır çevrede oturan yerleşimcilerden de görüşler alarak yeni raporunu tamamlamalı ama bürokrasi işi işte, uzadıkça uzadı. Eyalet valisinden, yerel belediye başkanlarına kadar herkes genel olarak SpaceX’in burada olmasından mutlu ama sonuçta devlet izin vermedi mi olmuyor işte bu işler. Dolayısıyla bu zamana kadar yeni bir test olmamasının sebebi olarak bunu da gösterebiliriz.

SpaceX, Starship’i yaparken Çin boş durmuyor. CNSA da kendi Starship’i olan 140 ton taşıyabilecek Long March 9’a başladı ve 2028’e bitirmek istiyor. Eğer başarabilirlerse, hep alıştığımız Mars’a ilk insan gönderen ülkenin ABD olacağı beklentisinin yanına belki de Çin’i ekleyebiliriz. Bunun da ötesinde CNSA’nın uzaydan 5G internet sağlayacak Starlink’in Çin versiyonu olan projenin de iki test uydusunu da yeni fırlattığını biliyoruz.

Peki bu kadar büyük işler nasıl geçekleşiyor derseniz, resmi rakamlara ulaşmak çok zor, hep duyumlar üzerine bilgiler alınıyor. Çin’de tahminen 300 binden daha fazla kişi uzay sektöründe çalışıyor ve söylenen o ki, uzay mühendisliği bitiren herkesi hızlıca işe alıyorlar ve hala daha fazla insan gerekiyor.

Dün pek dikkatimizi ciddi anlamda çekmese de Çin, gümbür gümbür geliyor.

Bu yazı Popular Science Turkiye Dergisi için yazılmıştır, dergi sayfalarını indirmek için pdf’i tıklayınız.