Perseverance numune toplamaya başladı

Print Friendly, PDF & Email

Mars’a 18 Şubat’ta başarılı bir şekilde iniş yapan Perseverance, kendisinden beklenen görevleri hatta fazlasını başarıyla yaparak yoluna devam ediyor.

Mars Helikopteri rutin uçuşlara geçti

Daha önceki yazılarımda Perseverance ile beraber gönderilen Mars Helikopteri Ingenuity’nin sadece 5 kez uçurulup sonra işi bittiği gibi orada bırakılıp sessizliğe mahkûm edileceğini söylemiştim. Artık bu dediklerimi unutabilirsiniz. Şu an itibariyle hala hayatta kaldığı gibi 13 kez uçuş gerçekleştirerek 2,83 km yol aldı. Bu sayıları da güncel olarak düşünmeyin, bu yazıyı okuduğunuz sırada da daha fazla uçuş yapmış olabilir.

Bu arada neler olduğuna bakalım. Neden ilk seferde 5 kez denmişti? Her araç yapılırken belli teknik şartnameye göre inşa edilir. Üzerine konan araçların kalitesi, ne kadar ömürlü olması gerektiğini bu şartname belirler. Yani siz şartnameye 5 kez de çalışmalı diyebilirsiniz, 100 kez de. Bu tamamen sizin nasıl araç tasarlayıp, nasıl beklenti içinde olduğunuz ile ilgili. Doğal olarak 5 kez çalışsın dediğinizde kullanacağınız parçalar ile 100 kez çalışsın dediğinizde kullanacağınız parçalar ve mühendislik dizayn saat süresi aynı olmaz.

Mars’taki bir helikopterden elbette ki beklentiler çok yüksekti ama her ne olursa olsun neticede bir “demo” misyonuydu. Yani çalışırsa harika olur, çalışmazsa da “ne yapalım, bir daha Mars’a uçan araç götürmek istersek bu şekilde yapmayalım” diye ders olacaktı. Nihayetinde helikopter hem çalıştı hem de beklenenden çok daha iyi performans sergiledi.

Helikopterin kendi büyük anteni olmadığı için iletişim ve komutlar için sürekli Perseverance’ın yanında olmak zorunda. Her ne kadar “cool” bir proje olsa da Perseverance’ın bilim takımı geçmiş yaşama dair izler aramak için Jezero kraterindeki tarihi alüvyon deltasında daha hızlı gezinmek ve burada daha detaylı araştırmalar yapmak istiyor. Dolayısıyla tek şarjıyla kısa mesafeler yapan bir helikopter belli süre sonra ayak bağı olacaktı. Onun için ilk etapta uçuşların sayısını limitlemelilerdi ki sonradan helikopter takımı küsmesin. Ama işin güzel tarafı, Perseverance zaten acelesi olan ve gazı verdin mi, bir günde kilometreler yapan bir araç değil. Yavaş yavaş ve geze geze araştırmalarını yapıyor. Ingenuity ise henüz ayak bağı haline gelmedi. İşin daha güzel tarafı ise, elbette her NASA misyonu beklenilenden uzun çalışıyor olsa da bu kadar uzun yaşaması biraz da sürpriz oldu. Çünkü küçücük bir araç, geceleri -90 santigrat derecede donmamaya çalışarak ısıtıcılarını çalıştırıyor. Bunun için ertesi günü uçuşu olmasa da her gün, gündüz pillerini şarj etmeli ve geceye hazırlanmalı. Şimdilik ciddi bir sorun olmadan bu dizi devam etti.

Bu zaman içinde neler yaptı? İlk üç uçuşta teknoloji demosu yapmıştı. Sonraki uçuşlar ile operasyonel demo moduna geçildi. Bu yeni modda ise Perseverance’ın sonraki bilim hedeflerini belirleyici haritalar çıkaran, çevresindeki arazinin koşullarını gösteren önemli bir yardımcı araç haline geldi. Öte yandan ilk zamanlarda helikopter uçuş yapınca Perseverance duruyor ve robot üzerinden helikopterin fotoğraflarını çekiyordu. Artık uçuşlar hem sıradan hale geldiğinden hem de gezgini, iş makinesi izleyen robot konumunda tutmanın çok yorucu ve zaman alan bir olay olduğundan dolayı bir daha helikopter çalışırken Perseverence uzaktan fotoğrafını çekmiyor. Şimdilik en yüksek 12 metreye kadar yükseldi ve tek seferde en uzun 450 metrelik yol yaptı. Artık Perseverance’ın bilim amaçlarına yardımcı olduğundan ve ayak bağı olmadığından dolayı helikopter misyonu çalışabildiği kadar süresiz uzatıldı. Yaşam aramasında önemli bir etkisi olacağını da söyleyebiliriz.

Numuneler toplanmaya başlandı

Perseverance’ın Mars’taki misyonunun en önemli görevlerinden biri astrobiyoloji soruları cevaplamak, yani geçmişte yaşama dair izlerin araştırılması. Perseverance, gezegenin jeolojisini ve geçmiş iklimini içerisinde geçmiş yaşam olma ihtimali olan fosilleri ya da tarihi jeolojik kalıntıları numune haznesine toplayarak yapıyor.

İlk numuneyi toplama süreci 1 Eylül itibariyle başladı. Bunun için ilk olarak 2 metre uzunluğundaki robot kolun ucundaki matkap ile kaya üzerinde delik açıldı. Sonrasında buradan alınan toz ve küçük parçacıklar numune kabına dolduruldu. Sonrasında gezginin kafasında bulunan Mastcam-Z kamerasıyla numune kabı kapatılmadan önce son bir kez daha görüntülenip, görüntüler Dünya’daki araştırmacıların onayına gönderildi. Planlanan numunenin kap içinde varlığı teyit edildikten sonra kapak kapatılıp mühürlendi. 6 Eylül itibariyle de numune tüplerinin saklandığı bölüme konularak diğer numuneleri beklemeye başladı.

Aslında numune toplamayı basit bir şey gibi düşünebilirsiniz. Sonuçta bunu bir insan yapsa, eğilip numune kabına numuneyi alıp birkaç dakika içinde halledebilecekken, aynı şeyi bir robota bunu yaptırmak gerçekten vakit alıyor. Perseverance için ise ilk hazırlık tam bir hafta sürdü. Sonraki aylar içinde rotasında ileri doğru devam ederek en az 8 tane daha yeni numuneler toplayacak ve sonrasında çember çizerek ilk iniş yaptığı yere geri dönecek. Bundan sonra ikinci bilim kampanyası başlayacak buradan kuzeye ilerleyerek daha farklı bölgeleri gezecek. Neticede 43 tane aynı şekilde numune tüpü var ve bunları zaman içinde ilginç numuneler buldukça dolduracak. Şimdilik toplanan ilk iki numunede geçmiş volkanik aktivite ve uzun süreler boyunca burada bulunmuş suya dair izler var. Kristalimsi özelliği nedeniyle de eskiden var olan volkanik aktivitenin radyometrik tarihlendirmesi imkânı doğacak. Öte yandan buranın eskiden su ile dolu bir göl olduğuna emin olsak da bu suyun burada ne kadar kaldığı henüz bilinmiyor. Yani binlerce yıl boyunca mı göl vardı yoksa 4,5 milyar yıllık bütün tarihi boyunca sadece 50 yılda mı sıvı suya sahip oldu? Belki de gölün içi su ile doldu ve kısa bir sürede buharlaşıp sıvı suyu kaybetti. İşte tür numunelerle bu tür sorulara da bir cevap bulunabilecek.

Tabii neticede bu numuneler toplanıyor ama elbette bunlar yerde kalmayacak. NASA ve ESA’nın ortaklaşa yapacağı bir sonraki Mars misyonu ile bu numuneler bulunduğu yerlerden alınacak ve sonrasında yine uzun bir yolculukla Dünya’ya geri getirilecek. Tabii bu misyon hala tamamen fonlanmadı ve nasıl olacağına dair karar aşaması devam ediyor. Tahminen 2026 yılında Mars’a fırlatılacak, oraya yolculuk süresi, aşağı iniş, numuneleri toplama, yeniden uzaya fırlatılış ve dönüş yolculuğu derken, bu numunelerin elimize geçmesi 2031 civarını bulacak. Yine de bir taraftan başlamamız gerekiyor, çünkü böylece ilk defa Mars’tan gelen tamamen Mars özellikleri gösteren kayalara ve tozlara ulaşmış olacağız. Ve Mars hakkında çok daha fazla bilgiye ulaşacağız.

Bu yazı Popular Science Turkiye Dergisi için yazılmıştır, dergi sayfalarını indirmek için pdf’i tıklayınız.